İstanbul’dan Belgin Cengiz, Türkiye-Ermenistan Seyahat Bursu ile Erivan’ı ziyaret etmesi ve 1915 Yetimleri ve Yetimhaneleri belgeseli üzerinde çalışması için desteklendi.

“Ermenistan ile Türkiye arasındaki zayıf ilişkiler her iki ülke için de büyük bir kayıp. Çünkü Ermenistanlı olmak demek Van, Diyarbakır, Dersim, İstanbul, Yozgat, Tokatlı olmak demektir… Bu coğrafyanın ilk topluluklarından olan ve Türkiye’nin kültürel birikimine katkıda bulunan Ermenilerle aramızdaki sınır, Türkiye’nin kültürel geçmişine benzer. iki kardeşi zorla ve şiddet kullanarak birbirinden ayırmak.”

“Yanında kaldığım aile ilk defa Türkiye’den Ermeni Türk olmayan birini misafir ediyordu. İlk gün çok şaşırmışlardı. Özellikle 84 yaşında bir büyükanne olan ailenin kıdemli üyesi bana derin bakışlar atıyordu. Çok arkadaş canlısıydılar. Dördüncü gün anneanne ile röportaj yapma şansımız oldu. Beni sevdiler, bana güvendiler ve Ermeni olmayan bir kız kardeşle ailelerinin hayat hikayesini paylaştılar.”

“Kökleri Van’da olan ailemle 10 günlük kalışım boyunca sevgiyi ve dostluğu paylaştık. Ailenin kızı benim en yakın arkadaşlarımdan biri oldu. Gerhard Kilisesi’ne gittiğimiz gün bana Ermeni müziği örneği olarak bir şarkı çaldı. 2.000 metreden fazla bir irtifaya tırmanıyorduk. Müzik enstrümantaldi, söz yok, sadece duduk tarafından seslendirildi. Bir ara ben şarkıya Türkçe sözlerle eşlik ediyordum, o ise Ermeni sözlerle, o şoför koltuğunda, hemen yanında ben. Gözlerimiz doldu, birbirimize baktık, şarkıyla yeni fark ettik ki her şey birbirine benziyor ama sadece uzaklardaki kardeşliğimiz garipti. Sınırların açılmasını, hatıraların affını ve kardeşlerin buluşmasını diliyorum…”