Türkiye-Ermenistan Seyahat Fonu tarafından desteklenen Mersin’den Ayşe Devrim Başterzi ve Aslıhan Doğan Topçu, filmlerle ilgili bir kitap projesi için ortak, film ve yönetmen bulmak üzere Erivan’ı ziyaret etti.

Ayşe Devrim Başterzi

“Erivan çok yeşil, çok temiz; heykeller ve anıtlarla dolu. Şehrin sakinleri, her gün gördüğüm, esmer tenli, güzel gözlü Anadolu insanıdır. O gençlere ‘Nerelisin’ diye sorduğumda, sanki hiç oralara ait değilmiş gibi, ‘Ailem Urfalı, benim ailem Muşlu’ diyorlar. Anadolu insanı güzel gözlü ve sıcakkanlı olduğu için gittiğim tüm şehirlerden, şehirlerden çok daha yakın ve tanıdık hissettim kendimi. Ayrıca gözlerindeki kederi, acıyı, özlemi her gördüğümde daha uzak, daha suçlu hissettim; Hükümetlerin halka yaptığı zulümler yüzünden Türkçe kelimeleri duyduklarında irkildiklerini her fark ettim.”

“Erivan’da gittiğimiz ve canlı müzik yapılan restoranı unutmayacağım ve unutamam. Gece boyunca birbiri ardına Anadolu kasabalarının adlarını taşıyan ağıtlar çalındı. Eğlenmek yerine birlikte ağlamaya, ağıt dinlemeye hangi ülkeye gidersiniz? Sözleri anlamasam da içlerinden sızan acıyı hissediyorum… ve gecenin sonunda Türk misafirleri için bizim için ‘Kıskanırım Seni Ben’i çaldılar.”

“Ve bize iki gün eşlik eden Vartkes dedi ki: ‘Gittiğimiz topraklarda yaşıyorsunuz, sizi nasıl kıskanmayalım? topraklarından, köklerinden, bin yıllık ata yurtlarından, atalarının mezarlarından koparıldılar…”

Aslıhan Doğan Topçu

“İki ülke insanlarının birbirini tanıması, birbirini anlaması ve empati kurması için; Bu iki halk arasındaki – STK’lar aracılığıyla kolaylaştırılan – doğrudan temasların sayısı ve yoğunluğu artmalıdır. Bence bu iki halk, sivil karşılaşmalar ve önyargılardan ve klişelerden arınmış algılar yoluyla daha yakın ilişkiler kurmalı.”