İstanbul’dan Şahhanım Kanat, Şeyda Bilken, İkram Doğan, Nalan Özçete ve Behice Boran, üyesi oldukları Başak Kültür ve Sanat Vakfı adına, Ermenistan’da sosyal hizmetler alanındaki model ve uygulamaları öğrenmek ve sosyal hizmet alanında faaliyet gösteren kuruluşlarla tanışmak amacıyla Yerevan’a yapacakları ziyaret için Türkiye-Ermenistan Seyahat Fonu’ndan destek aldılar.
Behice Boran
“Yakın ve tanıdık komşu bir kültürü yeniden görmek; sanki yıllar önce tanıdığınız, ahbap olduğunuz birini yetişkin olduktan sonra tekrar ziyarete gitmek gibiydi. Geçmişe ait izler bulmaktı belki de.”
Şahhanım Kanat
“Ermenilerin, Kürtlerin, Türklerin birbirlerine ne kadar uzak olduğu gösterilse de ziyaretimiz sırasında aslında bu halkların birbirlerine ne kadar yakın olduğunu görmüş olduk.”
Şeyda Bilken
“Benim için Ermenistan’a gitmek, insanlarla tanışmak ve birbirimize aslında ne kadar benzediğimizi görmek gerçekten çok büyük bir fırsattı. Ermenistan’a gittiğim için ve bu güzel insanlarla duygularımı paylaştığım için çok memnunum. Umuyorum ki tekrardan birbirimizi göreceğiz. Misafirperverliğiniz için Shnorhakalutyon.”
İkram Doğan
“Aynı alanda faaliyet gösteren kuruluşlar olarak yürütülen çalışmaları yakından tanıma ve her iki ülkedeki sosyal hizmet mevzuatını genel hatlarıyla karşılaştırma imkânımız oldu. Özellikle sosyal hizmetin bazı alanlarında (örn: çocuk koruma kanunu, kadına yönelik şiddet yasası v.s.) yazılı mevzuatı olmamasına rağmen, Türkiye’deki kadar sorunla karşılaşmadıklarını (yoksulluk hariç) gördüm. Çünkü kültürel ve ahlaki değerlerin olası bazı sorunları önlediğini söyleyebilirim. Çocuklar 14 yaşına kadar cezai ehliyete sahip değiller. Adölesan evlilikler, kadın cinayetleri, tutuklu çocuk sayısının yok denecek kadar az olması bizi çok sevindiren şeylerdi.”
“Yerevan’ın şehir planı ve mimarisi çok büyüleyici, kent açık hava müzesi gibi. Aynı zamanda çok sakin ve huzur verici. Gümrü şehri ve Yerevan’ın bazı mahallelerini çocukluğumun Kars’ına çok benzettim. Tek kelime Ermenice bilmememe rağmen sokağa çıktığımda hiç tedirginlik hissetmedim. Karşılaştığım her insanın yüzü tanıdık geldi. Yurtdışında yemek yemek bazen benim için eziyete dönüşebiliyor. Ama Ermenistan’da bunu yaşamadım. Mutfaklar çok benzer ve ucuz. Kısacası giderken hayal kırıklığı yaşamaktan çok korkuyordum ama hayallerimin fazlasını gördüm diyebilirim.”